Haber

Müzeyyen Şevkin’den 6 Şubat Depremleri İçin Araştırma Önerisi

CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, Kahramanmaraş depremi öncesi ve sonrası tüm tarafların ortaya çıkarılması, deprem öncesi, sırası ve sonrasında alınabilecek tedbirlere ilişkin eksikliklerin tespit edilmesi ve depreme yönelik tedbirlerin belirlenmesi için Meclis soruşturması açılmasını talep etti. Türkiye’de depremlerin oluşmasında afet zararlarının en aza indirilmesi.

CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, TBMM Başkanlığı’na Kahramanmaraş depremleriyle ilgili araştırma önergesi sundu. Şevkin, önergesinde şunları kaydetti:

“Depremlerin ardından Kahramanmaraş, Adana, Gaziantep, Malatya, Osmaniye, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman, Hatay, Kilis ve Elazığ illerinde rakamlara göre 40 binden fazla kişi hayatını kaybetti, 100 binden fazla kişi yaralandı. Şimdiye kadar yüz binden fazla bina ve bina tipi, yollar, demiryolları, havaalanları, limanlar, köprüler, barajlar, viyadükler, tüneller, elektrik ve telekomünikasyon altyapısı ile kentsel altyapı ve üstyapı ağır hasar gördü ve ekonomik duruma göre değerlendirmelere göre 70 milyar dolardan fazla ekonomik kayba neden oldu.

“KRİTİK ÖNEMLİ SAATLER BOŞA GEÇTİ”

Binlerce insanımız enkaz altında yardım beklerken, insan hayatı için kritik değer taşıyan saatler heba oldu. Depremin üzerinden 15 gün geçmesine rağmen birçok yerde binlerce insanın cansız bedenleri enkaz altında kaldırılmayı bekliyor. Türkiye, Alp-Himalaya aktif tektonik kuşağında yer alan bir ülkedir. Kahramanmaraş’ta yaşanan bu depremler Türkiye’nin yaşadığı ilk depremler değil ve ne yazık ki son da olmayacak.

“HAVAYI YAKIN TUTUN”

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki büyük depreme müdahalede oldukça geç ve yetersiz kaldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun liderliğinde aylar önce gerçekleştirilen ‘Topla-Tut-Tuzak’ tatbikatı ve telefonlara SMS gönderilerek yürütülen uygulama bu depremde tamamen havada kaldı. İçişleri Bakanlığı’ndan gelen rastgele uyarı, telefon SMS, siren, mobil uyarı sistemi gibi rastgele alarm gibi deprem anında herhangi bir çalışma yapılmadı. Şiddetli yağmur altında halk çaresizce kendini sokağa atarak, nereye gideceklerini bilmeden arabalarına sığınarak trafiği kilitledi. Trafik sıkışıklığından dolayı belediyemize bağlı kurtarma ekipleri gecikmeli olarak enkaz bölgelerine ulaştı. Enkazdan çıkarılan yaralıların hastaneye ulaşımında sıkıntılar yaşandı. Adana’da Sağlık Müdürlüğü ve AFAD gruplarının beyin sarsıntısı konusundaki bilgi ve eğitim eksiklikleri çok büyüktü.

“AFET ÖZEL ÇAĞRI HATTI UYGULANMADI”

Bu süre zarfında çok sayıda vatandaşımız enkaz altında hayatını kaybederken, yaralılarımızdan bir kısmı da hastaneye ulaşamadan veya dini alanlara gidemeden hayatını kaybetti. Kesintisiz yapılaşma konusunun analizinin tamamına yakını belediyelerimize bırakılmıştır. Telekomünikasyon altyapısının yetersizlik sonucu çökmesi nedeniyle telefon bağlantısı mümkün değildi. TBMM Deprem Araştırma Komisyonu Raporu’nda dile getirilen ve görmezden gelinen çok sayıda düzenleme ve diğer öneriler gibi ‘Afet Özel Davet Hattı’nın uygulanmaması, iletişimde zafiyetlere, koordinasyon ve koordinasyon eksikliğine yol açmıştır. ‘Deprem anında ve deprem sonrasında’ yapılması gereken davranışların ilköğretimden itibaren örgün eğitimde yani ‘deprem/afet bilinci ve eğitim eksikliği’ alanında verilmediği gözlemlenmiştir. Deprem anında büyük bir endişe ve panikle nereye gideceklerini bilemeyenler, toplanma alanlarına yürüyerek gitmek yerine araçlarıyla karmaşa içinde yerlere ulaşmak için çaba sarf ettiler.

“15. GÜN BİLE ÇADIRA ULAŞILAMADI”

AFAD Başkanlığı ilk yardım ve müdahalede yetersiz kalarak, günlerce geçici barınma alanlarında kalan binlerce vatandaşımızın ısınma, çadır, seyyar tuvalet ve duş ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldi. Birçok yerleşim biriminde depremin üzerinden 15 gün geçmesine rağmen binlerce vatandaşımıza çadır ulaştırılamadı. Çadır bulamayan vatandaşlarımız soğuk kış günlerinde kaderleriyle baş başa kaldı. 11 ilin deprem nedeniyle büyük zarar gördüğü bu süreçte, Türkiye’nin tüm kaynaklarının aktarıldığı, büyük ihalelerin verildiği, müteahhitler ve iş adamları için iş makinelerinin rastgele çalıştırılmasına tanık olunmadı. İnsanlar enkaz altında kalan vatandaşları el yordamıyla kurtarmaya çalıştı. 14 milyona yaklaşan nüfusuyla dikkat çeken 11 ilimiz adeta ölü şehir haline geldi. Yaşadığımız sarsıntılar, bir doğa olayı olan depremle baş etmenin sadece yaraları sarmaktan ibaret olmadığını bizlere bir kez daha göstermiştir.

“BİNA TASARIMLARI TOPRAK TÜRÜNE GÖRE YAPILMALIDIR”

Vatandaşlarımıza ilköğretimden başlayarak deprem bilinci ve eğitimi verilmesi kaçınılmazdır. Deprem anında dini yerleşim yerlerinin seçimine öncelik verilmelidir. Jeolojik-jeoteknik ve mikrobölgeleme çalışmaları ile paleosismolojik çalışmalar ile en kısa sürede diri fay zonları veya sınırları belirlenmeli ve koruma bantları ile birlikte uygulama imar planlarında sakıncalı alanlar olarak yer almalıdır. Bu alanlara kesinlikle bina ve bina tipi yapılar yapılmamalıdır. Yapıların heyelan, sıvılaşma, yanal yayılma, kaya düşmesi, oturma, çökme, dere yataklarının taşkın bölgeleri, tsunami tehlikesi olan alanlar gibi jeolojik olarak sakıncalı alanlara yerleştirilmemesi ve tsunami tehlikesi olan alanlara bir an önce düzenleme yapılmalıdır. sağlam taban üniteleri üzerine yerleştirilmiştir. Bina tasarımları yer tipine göre yapılmalı, deprem yönetmeliği kurallarına uygun olmalı, zemin ve zeminin yerinde kontrolünden başlayarak yapı kontrolü ilgili uzmanlığa sahip mühendis ve mimarlar tarafından sağlıklı bir şekilde yapılmalıdır. Temel etütleri, binanın inşaatı sırasında, ruhsat veren kurumların kontrol birimleri tarafından mümkün olduğunca sıkı bir şekilde yapılır. yapıların deprem başta olmak üzere her türlü afet riskine karşı dayanıklı olması için çoklu kontrol sistemine yer verilmeli ve hayata geçirilmelidir.

“FAY HUKUKU ÇIKARILMALIDIR”

Afet anında müdahale edecek ekiplerin sayısı ve kapasitesi artırılmalıdır. AFAD Başkanlığı dışında Türk Silahlı Kuvvetleri ve Belediyelerin İtfaiye Birimleri de gerekli eğitimleri alarak arama kurtarma çalışmalarında görev almalıdır.

Türkiye Canlı Fay Haritasına dayalı analizde Aksaray, Bolu, Sakarya, Yalova, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Denizli, Erzurum, Kahramanmaraş, Hatay, Hakkari gibi 24 ilimizin merkez yerleşim birimleri, Muğla, Eskişehir, Kütahya, Bingöl. 110 ilçe merkezi ve 502 mahalle veya köyün doğrudan diri fayların deprem üretme potansiyeline sahip olduğu hatlar üzerinde bulunduğu bilinmektedir. Muhtemel bir depremden en çok etkilenecek olan bu şehirler ve çevrelerindeki yerleşim birimlerimiz acilen çıkarılmalı, doğrudan fay zonunun koruma bandında bulunan yerleşim birimlerimiz kentsel dönüşüm kapsamına alınmalıdır. ve buradan taşındı. Fay zonları üzerinde olmayan riskli binalar ya kentsel dönüşüme tabi tutulmalı ya da iyileştirilmelidir. Bu kapsamda tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de ‘Kusur Kanunu’ bir an önce çıkarılmalıdır.

“DEPREM VERGİSİ AMACA UYGUN KULLANILMALI VE AFET, ACİL DURUM VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI KURULMALIDIR”

Özel Bağlantı Vergisi adı altında toplanan deprem vergisi tüm şehirlerin güzelleştirilmesi için kullanılmalıdır. Meclise sunduğumuz Fay Kanunu acilen görüşülüp kabul edilmelidir. 1959 yılında çıkarılan 7269 sayılı Afetler Kanunu günümüz ihtiyaçları dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir. Türkiye’deki afet ve acil durumları tek elden yürütecek, ülkemiz şehirlerini ve altyapısını deprem başta olmak üzere doğal afetlere hazırlayacak, afet risk azaltma stratejisini yürütecek ve esas alan ‘Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ Entegre afet yönetim sistemi. kurulmalıdır.

imar afları Türkiye’nin gündeminden çıkarılmalı”

Jeologlar kamu kurum ve kuruluşlarında ve belediyelerde mutlaka görev almalıdır. İmar afları Türkiye’nin gündeminden çıkarılmalıdır. Kentsel dönüşüme deprem riski taşıyan illerden başlanmalıdır. Kiraya dayalı kentsel dönüşümlerin önüne geçilmelidir. Depremde hayatını kaybeden onbinlerce vatandaşımızın, yıkılan, hasar gören bina ve bağımsız bölümlerin sahiplerine ve mirasçılarına hakları eksiksiz olarak teslim edilmelidir. Sorumluluk sadece müteahhitlere yüklenemeyecek kadar ağır. Çünkü devletin asli görevi, ülkemizin her köşesinde yaşayan vatandaşlarımızın hak, hukuk, can ve mal güvenliğini sağlamaktır.

“GELECEK NESİLLER İÇİN SAĞLIKLI ŞEHİRLER”

CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, tüm bu nedenlerle Kahramanmaraş depremi öncesi ve sonrası, Türkiye’de afet zararlarının en aza indirilmesi için deprem öncesi, sırası ve sonrasında alınabilecek önlemlerle ilgili eksikliklerin ve tezlerin tüm taraflarca ortaya çıktığını söyledi. deprem kuşağında, vatandaşların hayatlarını kaybetmelerini önlemek ve gelecek nesilleri korumak için. Daha sağlıklı şehirler ve daha yaşanabilir bir çevre sunulabilmesi için ‘Kahramanmaraş Depremi’ için Anayasa’nın 98. maddesi ile TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105. maddeleri uyarınca meclis soruşturması açılmasını talep etti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu